YAĞMUR
Yağmur. Öyle derinlemesine öyle çekici, öyle özlemli. Yağmur. Sakıncalı baharlarıma temizlik, günahlarıma perde, içime hüzün. Kış gibi değil, bahar gibi değil. Hissiyat hat safhada yüreğim buz gibi. Yağmur. Izdırap merhemi. Ölümsüz benlik ve doyumsuz hatıralar. Pencerem düşük gönlüm uzanamıyor. Bir soğuk iniltide binbir lisan. Yakıcı kavurucu hayatımın kurtarıcısı. Yağmur sen ne güzelsin. Bunca günahıma kefaretmisin? Bunca özlemime yoksa sekaretmisin? Kavuşmalara yakınlaştırsan hani. Yağmur sen ne kadar yakınsın götürsene yine beni. Uzaklara yakın mesafelere araç olsan. Yağmur. Kirli bedenime pakmısın. Canımın yandığını ne de çabuk anladın. Yağmur, göründüğün kadar ıslakmısın? Yıkarmısın beni de bu safsata dünyadan? Sen gönlümün lisanısın konuş benimle. Bak geçmiyor vakit. Ömre ziyanı vermişim nakit. Yağmur götür beni nereye istersen. Bu sancılı mekanın hür solungaçları olayım. Boğulmadan deryalara savur beni. Yağmur nereye gidiyorsun. Hasbühalim büyük. Hani pencere